Süper Lig’in son haftasında Fenerbahçe, İstanbulspor’u 6-0 yenerek sezonu 99 puanla tamamladı ancak bu başarı sarı-lacivertlilere yeterli olmadı.
Galatasaray’ın Konya deplasmanından 3 puanla dönmesiyle Fenerbahçe sezonu 2. sırada noktaladı.
Süper Lig’in sona ermesinin ardından Milliyet Gazetesi yazarları Fenerbahçe’yi ve sezonu değerlendirdi.
Bir derbi ile ‘bahar’ olmaz! / Ercan Güven
Fenerbahçe geçen hafta Galatasaray’ı istediği kadar “heybetli ve şairane bir destan” ile devirsin, istediği kadar rakibin kutlamasını taziyeye çevirerek şampiyonluk yarışını son maçın son düdüğüne taşısın, “bir derbi ile yaratılan bahar, ancak bir hafta sürdü” işte!
Dün, şampiyonluktan uzak “çift haneli sezonlara” terfi etti Fenerbahçe. Ne kadar sürer kupasız sezonun derbi zaferi avunmaları; göreceğiz bakalım!
Buraya kadar, hayatın “gerçekleri”! Ama futbolun “hikayeleri” de var “duyguları” da…
Aslında “matruşka” gibidir zaferin ve kayıpların içinde, puanların, rekorların arkasında saklanan sırlar. Açtıkça, matruşka bebek gibi bir boy küçüğü ama bir o kadar da sağlamı çıkar. Ve her matruşkayı birileri mutlaka açar. Hem kazanan, hem kaybeden için geçerlidir bu kural.
Çünkü, şampiyonluk “varış noktasıysa”, Süper Lig “yolculuktur”. Yolculuk, bazen hedefe ulaşmak kadar önemli, bazen ondan daha keyifli, heyecanlı olur. Bittiğinde muhasebesi yapılır.
Fenerbahçe’nin sezonu da aynen böyleydi. Yıldızlar, sezona başlarken de bitirirken de tükenmeyen gol iştahı. Namağlup deplasmanlar, kendi tarihinin puan rekoru ve son istasyonda Derbi… Gerçi saha dışı itiş kakış arasında biraz gölgelendi ama Fenerbahçeliye özlü, geliştirici, ibretlik hikayeler kaldı bu yolculuktan.
O yüzden şampiyonluk el sallarken, yine de memnundu taraftar. Fenerbahçe’yi yönetenlere gelince… Boş verin baharı; orada yakında hava bozacak galiba.
Kadıköy’deki maç mı?..
O hayatın doğal akışına göre oynandı ve 6-0 sonuçlandı.
Süper Lig’den düşmesi kesinleşmiş İstanbulspor’un rekorların sezonunu yaşayan iki takımdan biri karşısında, mucize dışında ne şansı olabilirdi ki? Mucize kolay değil… Olsa Konya’da olurdu!
Fenerbahçe’de sakat-cezalı belki on futbolcu eksikti ama Galatasaray’ı sahasında devirdiği derbiden bir fazlaydı sonuçta. 11 kişiydi. Hakemlerin de derdi kalmamıştı Fenerbahçe ile. Israr bile etmeden 8. Dakikada penaltıyı verdiler. Galatasaray Konya’da şampiyonluk getiren ilk gölünü attığında Fenerbahçe Kadıköy’de 2-0 öndeydi. Yakaladığın lüferin son anda suya düşmesi gibi!
Süper Lig “hükmü” Konya’da ilan edildikten sonra “işine” aynen devam edip golleri inci gibi dizmeyi sürdüren Fenerbahçe’yi ve hocasını tribün dolusu taraftar “derbi kontenjanından” bağrına bastı ama İstanbulspor’un hakkını kim verecek peki?
Süper Lig’den çoktan düşmüş konuk takım, mağlup durumda olsa da bir an bile oyundan kopmadan gücü kadar oynadı, direği salladı, gol aradı. Teslim olmadı, Süper Lig’deki şerefli dakikalarını onurla tamamladı. Bravo İstanbulspor’a.
Son 18 yılda 4. defa / Uzay Gökerman
Fenerbahçe, Süper Lig tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, 99 gol, 99 puan ile 2023-24 sezonunu ikinci sırada tamamladı.
Bunun 2006’dan itibaren başlayan, 2010’da devam eden ve 2012’de siyasallaşarak farklı bir boyut kazanan sürecin yeni bir halkası olduğunu da varsayabilir miyiz, özellikle Başkan Ali Koç’un özellikle Mart ayı ile birlikte sürdürdüğü strateji çerçevesinde değerlendirilirse aynı nitelikte olmasa da bir anlamda “evet” cevabı vermek mümkündür.
Son 18 yılda 4 defa son hafta kaybedilmiş şampiyonluklar serisi…
Olaya Fenerbahçe’nin futbol takımı çerçevesinden bakılırsa sezon başından son haftaya kadar sahada mücadele eden bir oyuncu grubundan söz edebiliriz.
Gerçekten gurur veren bir duruş sergilediler.
Zaten bu oyuncular geçen hafta Galatasaray karşısında gerçek kimliklerinin ne olduğu hususunda hem kendi Camiası hem de futbol kamuoyuna gereken mesajı da vermişlerdi.
Bunun oldukça değerli olduğunu düşünüyorum.
Sadece bununla da kalmıyor.
Sezonun ilk yarısında deplasmanda Beşiktaş ve çok daha zorlu geçen, neredeyse bir savaşı andıran görüntülerin yaşandığı Trabzonspor karşısında alınan galibiyetler çok çok önemliydi.
Fenerbahçe’nin sadece Trabzonspor’a yenildiği 2023-24 sezonunda şampiyonluğu kaybetmesine sahasında oynadığı ve berabere kaldığı Samsunspor ve Alanyaspor karşılaşmaları olduğunu söyleyemek pekala mümkündür.
Ancak son düzlüğündeki Sivasspor ve Konyaspor beraberliklerinin etkisi bakımından çok daha hissedilir olduğu gerçeğini kuşkusuz değiştirmiyor.
Fenerbahçe’de öne çıkan bazı oyuncu performanslarını da buraya not etmemiz doğru olur.
İlk akla gelenin İrfan Can Kahveci olduğunu söylersek sanırım abartmış olmayız. En kritik gollere ve puanlara katkı yaptı.
Kuşkusuz uzun yıllar sonra takımda gol yükünü sırtlayan iki forvetin ön plana çıkması önemliydi.
Dzeko ve Batshuayi’den söz ediyorum.
Asist bakımından da Tadic ve Szymanski isimlerinin açık ara fark atmaları futbol planlamasının ne kadar doğru yapıldığı konusunda bize fikir veriyor olmalıdır.
Aynı şekilde Fred’in orta sahada 8 numaralı oyuncu olarak gösterdiği performans Fenerbahçe için önemliydi.
Aynı şekilde sezon başında isimleri konusunda şüphe duyulan Becao ve Djiku’nun oynayabildikleri dönemlerde Fenerbahçe’nin özellikle savunma kurgusuna yaptıkları katkılar sayesinde takımın oyununun baskılı ve güçlü olmasını sağladı.
Diğer tarafta uzun yıllardır bu takımın önemli bir parçası olan Ferdi Kadıoğlu ve Osayi Samuel’in hücum ve savunmada Fenerbahçe’nin en kritik oyuncuları haline gelmeleri İsmail Kartal’ın oyun kurgusunda elini güçlendiren unsurlar oldular.
Ancak yetemedi.
Galatasaray’ın geçen sezondan gelen kurulmuş ve oturmuş kadrosu Süper Lig yarışında daha önce eşi benzeri görülmemiş ve yaşanmamış bir rekabet ortamını da yaratmış oldu.
Galatasaray bu avantajını başından sonuna kadar kullanmasını bildi.
Hiç kuşkusuz Galatasaray’ın etkisi sadece saha içiyle sınırlı kalmıyordu; en büyük farkı da sanırım dışını yönetmedeki becerisinden kaynaklanıyordu ki bu Fenerbahçe’nin en zayıf tarafıydı.
Bu zayıf tarafın etkisinin artmasına Başkan Ali Koç’un yanlış, hatalı, tecrübesiz, stratejik düşünmekten uzak yönetiminin fazlasıyla katkı sağladığı gerçeğini de konuşmanın artık hem yeri hem de zamanı gelmiştir.
Fenerbahçe bütün zorluk ve kendine göre imkansızlıklarına karşın her şeye rağmen şampiyon olabileceğini bize göstermesini bilmiştir.
Ancak Başkan Ali Koç özellikle Trabzonspor karşılaşması sonrasında gerilen ortamı Fenerbahçe’nin işine yarayacak bir motivasyon aracı şeklinde kullanabilecekken boşu boşuna sahaya çıkmama veya sahadan çekilme tartışmaları içinde heba etmiştir.
Olympiacos, Sivasspor ve Konyaspor karşılaşmaları işte bu yönetim zafiyetlerinin arasında tur ve puanlar kaybedilmiştir.
U19 ile çıkılan Süper Kupa Finali’ni de buraya ayrıca eklememiz gerekiyor.
Bu sürede daha fazla konsantrasyon ile sahaya odaklanılacak, motivasyon sağlanacakken tam tersi olmuştur.
Bir Galatasaray galibiyetinin bugün Camia’yı ve takımı nasıl havaya soktuğunu bir daha düşünmenin yeridir.
Bu fırsatlar ayağa kadar gelmiş ama geldiğinden çok daha büyük bir hızla kaçmıştır.
Eski defterin sayfaları dolmuş, kapanmıştır.
Yeni sezona akılda kalması gereken bir dolu öğrenilmiş ders birikmiştir.
Fenerbahçe’nin 2 hafta sonra gerçekleştireceği Kongresi de bu süreçlerin tartışmasına sahne olacak görünmektedir.