Fransa‘nın başkenti Paris’te, Türkiye‘nin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Daimi Temsilciliği ev sahipliğinde 20. yüzyılın önemli 2 Türk kadın bestecisi Nazife Aral Güran ve Yüksel Koptagel’in eserleri icra edildi.
Türkiye‘nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet’in ev sahipliğinde Türkiye Cumhuriyeti’n 100. yılı ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen konsere çok sayıda ülkenin UNESCO temsilcisinin yanı sıra ünlü Türk piyanist Koptagel de katıldı.
Soprano Chimene Seymen ve “Cumhuriyetin 100. Yılında Kadın Besteciler” başlıklı albümü hazırlayan piyanist Güray Başol’un sahne aldığı etkinlikte, Yunus Emre Enstitüsü tarafından organize edilen “Kadınların Işığında” başlıklı fotoğraf sergisinin tanıtımı da yapıldı.
Küratörlüğünü Mehmet Aslan’ın üstlendiği sergide aralarında AA foto muhabirlerinin de olduğu Türk kadın fotoğrafçılarının eserleri davetlilerin beğenisini topladı.
Büyükelçi Aybet, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetin 100. Yılında Kadın Besteciler” albümüne konu olan bestecilerden Güran’ın 1921’de Avusturya’nın başkenti Viyana’da dünyaya geldiğini ifade etti.
Güran’ın müzik eğitiminin annesi Ayşe Aliye Aral yanı sıra Şuşik Abbas ve Cemal Reşit Bey gibi profesörlerle başladığını belirten Aybet, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Güran’ın Türkiye’ye döndüğünü aktardı.
Aybet, Güran’ın Türkiye’de orkestra şefi Ernst Praetorius ile orkestrasyon ve füg dersleri aldığını ifade etti.
Büyükelçi Aybet, 1931’de İstanbul’da doğan besteci Koptagel’in 5 yaşında Rana Erksan’dan piyano dersleri almaya başladığını ardından ise İstanbul Belediye Konservatuvarı, Madrid Konservatuvarı ve Paris’te Özel Müzik okulu Schola Cantorum’da eğitim aldığını anlattı.
Aybet, Türkiye’ye 1961’de dönen Koptagel’in Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda piyanist olarak sanatını icra ettiğini ve 1955’ten sonra solo piyanist olarak birçok ülkede konser verdiğini kaydetti.
Paris’te yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında iki kadın besteci projesini başlatan piyanist Başol’un “etkileyici bir iş yaptığına” vurgu yapan Aybet, İtalya’nın Milano kentinde doğan Başol’un 15 yaşında piyano çalmaya başladığını söyledi.
Aybet, Uluslararası Claude Kahn Piyano yarışmasında bronz madalya kazanan Başol’un ilk albümünün “Doğu Ekpresi” olduğunu ifade etti.
İzmir doğumlu Chimene Seymen’in İtalya, İsviçre ve Belçika’daki birçok dünya müziği festivaline davet edildiğini kaydeden Aybet, Seymen’in Türkiye’de, İstanbul Uluslararası Müzik Festivali’nde büyük başarı elde ettiğini belirtti.
Aybet, bunun sanatçılar için önemli bir proje olduğuna değinerek Kadınlar Günü Haftasında bu konseri Paris’te gerçekleştirdikleri için mutluluk duyduklarını ifade etti.
Başol da bu konserin ve bu projenin Türkiye’de tam olarak tanınmayan bestecilerin tanıtılması açısından önem taşıdığını söyledi.
Aldığı geri dönüşlerden albümde ismi geçen Türk bestecilerinin kuvvetli bir müzik dili kullandıklarını ve insanların bunları çok sevdiğini gözlemlediklerini aktaran Başol, bu albümü çıkarmaktaki motivasyonunun Cumhuriyetin 100. Yılı’nda Türkiye için bir piyanist ve müzisyen olarak ortaya bir eser koymak olduğunu belirtti.
Besteci Yüksel Koptagel de eserlerinin Japonya dahil birçok ülkede çalındığını söyledi. Koptagel eserleri üzerinde ünlü besteci ve piyanist Joaquin Rodrigo’nun önemli bir etkisi olduğunu dile getirdi.
Güray Başol’un da gelecek vadeden çok başarılı bir piyanist olduğu değerlendirmesinde bulunan Koptagel, genç piyanistin onun eserlerini çok iyi çaldığını ifade etti.