Tiyatro Ankebut’un Kadın Akademisi ilk oyunu “Hangi Kadın?” izleyiciyle buluştu. Tiyatro Ankebut’un kurucusu Nurdan Albamya İnce, Tiyatro Ankebut’un Kadın Akademisinin sene sonu oyunu olarak sergilenen “Hangi Kadın?” oyununu Yeni Şafak’a anlattı. İnce, sadece kadınlardan oluşan akademiye katılanların ev hanımı, mühendis, doktor ve öğretmenlerden oluşan pek çok farklı meslek dalından insanlardan oluştuğunu ifade eti.
Kadınların kendi aralarında keyifle izlemek isteyeceği bir fikir üzerinden yola çıkarak, kar ve fırtınadan dolayı yolların kapandığı bir bayram sabahında, bayramlaşmak üzere büyük büyük annelerinin evinde toplanmış birbirleriyle akraba tam 20 kadınının hikayesini anlatıyoruz.
Kayınvalide gelinler, kayınvalidenin kayınvalidesi, teyzeler, halalar, kuzenler, gelinler… Ailenin sadece kadınları evdedirler ve mahsur kalmışlardır. Herkes yolların açılmasını beklerken eteklerindeki taşları da dökmeyi ihmal etmezler. Ancak o da ne.. Ailenin babası odasında ölmüştür. Kadınların katilin kim olduğunu bulma çabalarına tanıklık edeceğimiz bu kara mizah güldürürken birazda unutmaya yüz tuttuğumuz değerlerimize ışık tutuyor.
Oyuncular farklı iş kollarından ve üniversite öğrencilerinden oluşan kadınlardan oluşuyor. Öğretmende var, akademisyende, hafızda, aşçı da, muhasebeci de, ev hanımı da, doktorda, farklı bölümlerden üniversite öğrencilerimizde var.
Kadın kadına bir oyun ortaya koymanın çok eğlenceli ve rahat bir şey olacağını düşünerek yola çıktım. Tabi ki en öncelikli amacım erkeklerle aynı ortamda eğitim almaktan imtina eden kadınların da bu eğitimlere ulaşabilmesini de sağlamaktı.
Oyunculuk yapısı gereği rahat olmayı gerektiren bir eğitim alanı olduğu için özellikle tesettürlü öğrencilerim bu konuda rahat olamıyorlardı. Onlara bir alan açmak ve içlerindeki yeteneği ortaya çıkarmak istedim. Bu hem içlerinde yıllar öncesinden kalan ukdeye bir derman olacaktı hem de sahne deneyimi onlara sosyal hayatlarında kendilerini daha iyi ifade etmelerini sağlayacaktı. Ayrıca seyircilerimizde sadece kadınlardan oluşan bir topluluğun içinde çok rahat ettiklerini ifade ettiler.
Eğitimi 16 hafta olarak planlamıştık. İlk 8 hafta sahne duruşu, oyunculuk, jest ve mimikler üzerine çalıştık. Sonrasında ekip birbiriyle o kadar iyi anlaştı ve çalıştığımız oyun o kadar iyi bir yere doğru gitmeye başladı ki. Eğitim sürecini 24 haftaya çıkardık.
Her cumartesi buluşup iki saat kadar çalıştık. Özellikle son haftalarda ciddi bir iş yaptıklarının farkına varıp çok disiplinli bir çalışma sürecine girdiler. Kostümlerine kadar kendileri hazırladılar.
Oyun başlamasından bitimine kadar her esprinin reaksiyon aldığını ve oyunun sürekli alkışlarla bölündüğünü gördük. Başarılı bir oyun oynayacağımızı az çok tahmin ediyorduk ancak bu kadar beğenileceğini tabi ki biz de öngörememiştik.
Oyun bitip selama geçildiğinde istisnasız her seyirci ayaktaydı ve öğrencilerimiz dakikalarca ayakta alkışlandılar. Oyun sonunda 55 yaşındaki öğrencim Serap Kaya, çocukluk hayali olan tiyatroyu ilerleyen yaşında yaptığı için çok mutlu olduğuna dair hislerini ifade etti ve seyircilere şu mesaj verdi: Hayallerinizden asla vazgeçmeyin!